Çıldırtan Bir Oyun: Satranç (Kitap Özeti)
Stefan Zweig'in Satranç adlı kitabı okuduğum en kısa ama en etkileyici kitaplardan biri oldu. Satranç oyununa ilgi çekmesi bir yana Zweig'in psikolojik tahlilleri gerçekten kitaba ayrı bir tat katıyor.
Kitaptaki hikayede aptal olduğu düşünülen bir çocuğun satrançta dünya şampiyonu olması ve takıntılı bir başka satranç oyuncusuyla yaptığı maçlar anlatılıyor. Evet, bu kadar kısa özetlenebilir ama Zweig'in satranç şampiyonu Czentovic ile 'hiçlik işkencesi' mağduru Dr. B'in zihnine derin bir yolculuk yapması kitabı şenlendiriyor.
... Ne kadar soyut görünseler de düşüncelerin bile bir dayanak noktası vardır, aksi takdirde devam etmeye, anlamsızca kendi çevrelerinde dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe dayanamazlar. İnsan bir şey bekler, sabahtan akşama ama hiçbir şey olmaz..... İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.
Zweig, kitapta hem küçümsediğimiz şeylerde büyük bir cevher olabileceğini hem de yalnızlığın veya hiçliğin fiziksel işkenceyi aratacak bir ızdırap olabileceğini işliyor. Bu da bana askerde bölük komutanımızın bir davranışını hatırlatıyor. Komutanımız, teğmenlik döneminde askerlere klasik cezalar vermek yerine onları tüm işlerden uzaklaştırdığını ve serbest bıraktığını söylemişti. Askerlik ortamında bu inanılmaz bir fırsat gibi gelse de bir 'hiç' muamalesi gören askerlerin bir süre sonra buna katlanamadığını söylerdi.
Satrancın, zihinsel enerjiyi dar bir alana toplayarak en yoğun düşüne ediminde bile beyni sulandırmayıp onun kıvraklığını ve esnekliğini arttırmak gibi harika bir avantajı vardır.
Kitabın bana hatırlattığı bir başka şeyse efsane satranç şampiyonu Bobby Fischer'in hayatını anlatan Şah Mat (Pawn Sacrifice) filmini izlerseniz orada da benzer bir hikaye göreceksiniz. (Fragmanı aşağıda.)
Ayrıca Satranç hakkında bilgi için Barış Özcan'ın 'Hayat gibi bir oyun' videosunu tavsiye ederim. Satranç kitabından kısa bir bölümü de şurada okumuştu.
https://vimeo.com/140434180