Nörolojik Bir Salgın Yaklaşıyor, Hazır mıyız?

Bugün yemek arasında 5 dakikalık bilgilendirici bir TED konuşması izlemek istediğimde (TED uygulamasında böyle bir özellik var) 4 dakikadan kısa ama oldukça önemli bir konuşmayla karşılaştım; Yaklaşan Nörolojik Salgın.
Evet, insanoğlu bir yandan ortalama ömür süresinin uzamak konusunda başarı kaydederken, diğer yandan ömür süresi uzadıkça artan nörolojik hastalıkların pençesine düşüyor. Prostat kanseri vb. hastalıklar da var ama Gregory Petsko TED konuşmasında işin sadece nöroloji boyutuna odaklanıyor.
Lafı gevelemeden direkt bilgileri aktarayım. Umarım bu bilgileri hem kendimiz için hem de yaşı ilerlemiş yakınlarımız için göz önünde tutarız.
Eğer önlemek için bir şey yapmazsak, önümüzdeki 40 yıl içinde küresel çapta bir nörolojik hastalık salgınıyla karşı karşıya kalacağız. Çünkü eskiden piramadin üstündeki küçük bir tepe olan 65 yaş üstü nüfus giderek artıyor ve bu yaştan sonra nörolojik rahatsızlıklar da yükselişe geçiyor.
2050'de yaş dağılım piramidi bir sütun haline gelecek ve ters yüz olmaya başlayacak. Bunun olmasının nedeni şu. 1840'tan beri ortalama yaşam süresi iki katından fazlasına çıktı ve şu anda da her gün yaklaşık 5 saatlik bir oranla artıyor.
65 yaşın üzerinde, alzheimer veya parkinsona yakalanma riskiniz üstel olarak artıyor. 2050 ile birlikte, ABD'de 80 yaşın üstünde yaklaşık 32 milyon insan olacak ve eğer bu konuda bir şey yapmazsak, bu insanların yarısı alzheimer hastası olacak. Bunun üç milyon fazlası da Parkinson hastası olacak.
Alzheimer, parkinson ve hiçbir kesin tedavisi veya tedbiri olmayan diğer nörolojik hastalıklar yılda yaklaşık olarak 1 trilyon doların üçte birine mal oluyor. Bu rakam, 2050 ile birlikte 1 trilyon doların hayli üzerinde olacak.
Elbette bu hastalıkları gidermek için değer taşıyan çalışmalar devam ediyor. Diğer yandan nörolojik hastalıkları olan insanlarda çoğu kanserin görülüş sıklığı çok düşük.
Bu alandaki çalışmalarda bireysel yardımlar öne çıkıyor ve fakat daha fazla bireysel yardım için muazzam bir açık var (ABD için konuşuyor), çünkü devlet bu konuda sorumluluktan kaçıyor. (ABD'nin savunma(!) bütçesi geldi aklıma).
Eğer parkinsona yakalanma riskini azaltmak istiyorsanız, kafein bir dereceye kadar koruma sağlıyor. Nedeni bilinmiyor. Kafanıza darbe almamaya çalışın (ahh Muhammad Ali) ve kuş gribinden kaçının.
Alzheimer'dan korunmak için balık yağı faydalıymış ama bunun yanında tansiyonunuzu yükseltmemesine dikkat edin. Çünkü kronik yüksek tansiyon alzheimer için en büyük risk faktörü. Yüksek tansiyon ayrıca glokom (alzheimer'ın gözde görüleni) için de en büyük risk faktörü.
Konu bilişsel etkilere gelince, "kullan ya da kaybet" geçerli oluyor, yani zihninizi canlı tutmak yararınıza olur diyor Gregory Petsko ve "Benim gibi insanlara şans dileyin, olur mu? Çünkü saat hepimiz için işliyor." diye ekliyor.Sahi şans neydi?