İstifleme Hastalığı, Dispozofobi Nedir?
Geçen gün eski dosyalarım arasında bu gazete sayfasına rastladım ve yine aklıma Paranoyak (NTV Yayınları) adlı kitaptaki İstifleme Hastalığı (Kompulsif (Patalojik) Biriktirme Bozukluğu) geldi.
Kars'tan gelirken getirdiğim bu gazete sayfası, 1999'dan kalan (tabi ki özenle sakladım) boş ajanda, muhtemelen daha da eski olan bir not defteri (eczacı eşantiyonu), tükenmez kalem içleri, eski dergiler, çeşitli kırık şeyler vs... Biriktirmeye neden başladığımdan emin değilim ama otomobil fotoğrafları kesip arşivlediğimi, Galatarasay'ın UEFA kupası zaferine ve Hagi'ye dair gazete sayfalarını topladığımı çok iyi hatırlıyorum.
Bu alışkanlığı eşyaya (bile) vefa göstermek veya tutumlu olmanın tezahürü şeklinde açıklamak güzel ama biraz safça olur. Zira işin bir de 'çöp ev'e giden astronomik tarafı var.
Neyse ki bu konuda artık daha kontrollü olmaya başladım(?). En azından çok uzun zamandır gazete almıyor ve sayfalarını saklamıyorum. Tabi bu durum dijital ortamda bir şekilde devam ediyor. Aşağıda 2014'te söylediğim sözün bir benzerini 2013'te de paylaşmışım.
https://twitter.com/firatdemirel/status/503802500164890624
Konuyu kapatırken kitaptaki biriktirme/istifleme hastalığı (dispozofobi) ile ilgili bölümün neredeyse tamamını aktarmadan geçmek istemedim. Belki sizin de özenle sakladığınız eski ve harika bir şeyler vardır diye. :)
Kompulsif (zorlantı) davranış veya ritüel:
Tekrar tekrar yapılan, kalıplaşmış, ne hoşlanılan-zevk alınan ne de doğal olarak sonuçta olması gereken işe yarayacak tutum ve davranışlardır. (wikipedia)
YAPAY BOZUKLUKLAR (Çünkü zihin bazen bedene karşı bir komplo kurar)
DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUKLARI
KOMPÜLSİF BİRİKTİRME (Patalojik Biriktirme)
KENDİNİZİ SINAYIN:
Nesne biriktirmeyi sever misiniz?
Eski yadigârlardan ayrılmakta güçlük çekiyor musunuz?
Başkalarının duygusal veya maddi değer atfedemedikleri nesnelere siz değer atfeder misiniz?
Bir şeyleri asla atmaz mısınız?
Evinizin içinde hareket etmekte güçlük çekiyor musunuz?
İÇ SES:
Dur, bunu atamazsın! Aklını mı yitirdin? Mükemmel bir kırık somun anahtarı bu. Mutfaktaki diğer kırık somun anahtarlarının yanına koy. Bir gün zaman bulup onları tamir ettiğinde, bu somun anahtarını sakladığına sevinmeyecek misin?
Hele bu eski, lekeli yırtık tişörtlerle dolu torbayı atmayı aklından bile geçirme. Günah işlemekten farkı yok bunun. Dünyada giyecek tişört bulamayan kaç çocuk olduğunu biliyor musun? O torba olduğu yerde kalsın. İsrafın alemi yok...
TANI:
Eski sevgilinizin bıraktığı ve bir türlü atamadığınız notu hatırlıyor musunuz? Gaz şirketinden gelen zarfın arkasına yazılmıştı ve bir kavanoz kapari almanızı isteyen bir kaç sözcükten ibaretti. Fakat her nedense siz ona bir "anlam" yüklediniz. Belki bir keresinde çöpe bile attınız, fakat sonra içinize sinmedi ve çöpten çıkarıp üzerine bulaşmış kahve telvelerini süpürdünüz. Şimdiyse şifonyerinizde gizli. O eski sevgilinin üzerinden bir kaç eski sevgili daha geçti. O notu saklamanın bir anlamı yok, fakat kendinize izin verdiğiniz küçük bir saçmalık işte.
Her şeye bir anlam yüklediğinizi düşünün. Artık mevcut olmayan bir kapının anahtarı, kolejdeyken çalıştığınız işin maaş bordrosu vs... Bunların hiçbirini atmaya gönlünüzün el vermediğini düşünün. Evinizde devrilemeye hazır devasa istifler halinde birikmeye başlar. Evinize arka kapıdan girmek zorundasınızdır...
Bunu hayalinizde canlandırabiliyorsanız kompulsif biriktirme sendromundan muzdarip olmanın nasıl bir şey olduğu hakkında bilgili sayılırsınız.
Kompulsif bitiktirme, genellikle bir tür obsesif kompulsif bozukluk olarak görülür ancak araştırmalar beynin işlevi bakımından ikisi arasında farklılıklar olduğunu ortaya koydu. Kompulsif biriktirme, psikiyatrinin İncil'i olarak kabul edilen kitapta* kayıtlı değil ve bu konuda fazla araştırma yapılmamış. Yine de bu sayfayı koparıp ilgili makaleler yığınınıza eklerseniz iyi edersiniz, çünkü bir gün birinin işine yarayacağına şüphe yok.
TEDAVİ:
Yapılmaması gereken şu: Kompulsif biriktirme hastasının eşyalarını çöpe atıp, "işte, kendini çok daha iyi hissetmiyor musun?" diye sormak. Bu muhtemelen hastanın aşırı - hatta şiddetli - bir öfkeye kapılıp ağır bir mutsuzluğa sürüklenmesine neden olacaktır.
Ayrıca, obsesif kompulsif bozukluk hastalarına uygulanan ilaç tedavisi kompulsif biriktirme hastalarında sonuç vermemektedir. Bu alanda eğitim görmüş bir uzman önderliğinde bilişsel davranışçı terapi görmek, biriktiricinin değerli çöplerini azaltmasını, en azından katlanılabilir bir düzeye indirmeyi öğrenmesini sağlayabilir.
* Diagnostic and Statisticl Manual of Mental Disorders IV - Ruhsal bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı IV