Google Nasıl Yönetiliyor? - Kitap İncelemesi
(Açıklama: Bu yazı ilk olarak Arka Kapak dergisinin Mart sayısında yayınlanmıştır. Buradaki sürüm bazı güncellemeler içerebilir.)
Sağanak bir ilkbahar yağmurunu düşünün. Bardaktan boşanırcasına yağıyor. İnen yağmur damlalarını bir orkestra şefi edasıyla yönetebilir misiniz? Yanıtınız muhtemelen hayır olacak. Ancak söz konusu yağmur, dijital veri yağmuruysa (ki öyle) neler yapılabileceğini sakin kafayla düşünmek gerekiyor.
Uygarlığın başlangıcından 2003’e kadar üretilen bilgi hacmini üretmemiz 2010 yılında sadece iki gün sürmekteydi. Günümüzde ise bu süre muhtemelen saatler seviyesine inmiş durumda. Ve bu veri sağanak yağış altında başarılı bir şirket yönetmek epey zor. Kişisel verilerini ölçmek ve analiz etmekle yetinen biri olarak bu konuda ahkâm kesmeyeceğim. Ancak Google’ın en tecrübeli yöneticilerinden Eric Schmidt ve Jonathan Rosenberg’in tatmin edici tavsiyelerini paylaşmama izin verin.
Üretken Akıllarla Çalışmak
İnternet çağında şirket yönetmenin inceliklerini anlatan Schmidt ve Rosenberg, işin sırrının ‘üretken akıllardan’ oluşan bir ekip kurmaktan ve bu ekibi korumaktan geçtiğini söylüyor. Üretken akılları işe alırken çok seçici olmanın önemine vurgu yapan ikili, üretken akılları analitik, ticari ve rekabetçi olarak tanımlıyor. Onlara itiraz etme hakkı ve olabildiğince özgürlük vermek gerektiğini savunuyor.
Google’ın yönetim stratejilerini, itiraflarını ve hatalarını samimi bir dille anlatan ikilinin satır aralarında yeni üretken akıllara göz kırptığını söylemek yanlış olmaz. Zira gerçek üretken akılları bulmanın zorluğuna ve Google’ın bu konuda sunduğu imkânlara profesyonelce vurgu yapılıyor. Pek tabi Google çalışanlarına da üstü kapalı bir övgü paketi gönderiliyor.
Bu kitabın girişimcilerden en üst kademedeki yöneticilere kadar şirket yönetimi konusunda geniş bir perspektif sunduğunu pekala söyleyebiliriz. Kitapta karar alma, doğru iletişim, inovasyon ve büyük düşünmek konusunda çok önemli tavsiyeler bulmak da mümkün. Yaşanmış olaylar üzerinden yapılan anlatımlar da verilen mesajı içselleştirmenizi kolaylaştırıyor.
İyimser Bir Gelecek
Teknolojik devinimin geleceğine distopik değil, ‘Polyannacı’ gözle yaklaşan Schmidt ve Rosenberg’e göre hiçbir şirketin sonsuza kadar ayakta kalmayacak. Onlara göre bu kitabı (veya bu yazıyı) okuyan ‘üretken akıllar’dan birinin bile Google’ı bitirmesi olasılık dâhilinde. Yani Schmidt ve Rosenberg kendi sonunu bile makul görerek, Polyannacı olmanın hakkını veriyor.
Sözün özü, Google’ın bugün 500 milyar dolara yakın piyasa değerinde, tüm internet trafiğinin yüzde 82’sini çeken ve e-posta istemcisi 1 milyardan fazla kişi tarafından kullanılan bir şirket olduğu düşünürsek, Schmidt ve Rosenberg’in tavsiyelerine kulak asmamak için hiçbir neden yok.
Teknoloji dünyasında kuralların her gün yeni baştan yazıldığını, bir kurala veya yönteme bağlı kalanın değil, dinamik olarak kendini yeni şeylere uyduranın ayakta kalabileceğini de unutmamak gerekiyor.
Kitap hakkında söylenebilecek son şey, sanırım yöneticilerin bu kitabı çalışanlarından önce okuması gerektiğidir. Zira takip edilmediği takdirde çalışanların işyerine duyduğu sadakat gün geçtikçe azalıyor. Yöneticilerin çalışanlarının motivasyonunu ve şirketten ayrılma katsayısını hesaplayabilmesi gerekiyor. Aksi takdirde sağanak yağmur altında sırılsıklam olmak işten bile değil. Bakınız Google bile bu korkudan azâde değil...