2020: Babamdan Sonraki İlk Yıl
Hepimiz her gün ölüme yaklaşıyoruz, galiba babam biraz daha hızlı.
Geçen yaz bir arkadaşa yukarıdaki satırları yazmıştım. O hızlı yolculuk 4 Aralık’ta, babamın Hakk’ın rahmetine kavuşmasıyla son buldu* ve 2019 yılı benim için biraz erken kapanıp farklı bir zaman diliminin, Babamdan Sonraki (BS) dönemin başlangıcı oldu.
Kuş ölür, sen uçuşu hatırla... / Babamla sıradan bir Cerrahpaşa yolculuğu / Ocak 2016
Hayatımda yazmayı en çok düşündüğüm konu buydu. Ama yaşayacaklarımı ve yazacaklarımı yüzlerce kez düşünmüş olmama rağmen bir şeyler yaz(a)madım. Çünkü insanın kendini ve sevdiklerini tanımlaması, hele de ölümün trajedisini yazması çok zor. Bazı konularda insanın sadece boğazı değil, parmakları da düğümleniyor...
Babam elbette mükemmel değildi. Ama gördüğüm en dürüst, çıkarsız yaşayan insanlardan biriydi ve benim iyi bir insan olma gayretimdeki en büyük paya sahip iki kişiden biri oldu. Tabir-i caizse gayri resmi bir dervişti. Dolayısıyla onu mutlu etmek hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi. Ama hayatın türlü cilveleri nedeniyle hayatlarımızın en güzel zamanlarını kesiştiremedik.
Biraz ketumdu, dolayısıyla içine çok şey attığına adım gibi eminim. Bana içini dökmesi için gençliğimi feda ederdim ama pek mümkün olmadı...
Kaderde bunu yazmak da varmış. / Aralık 2019
Bu yazıyı duygusal takılmak için değil, sadece tarihe bir iz bırakmak için yazıyorum. Benden daha genç yaşta babasını kaybeden bir çok tanıdığım ve tanımadığım (misal Rabah) kişi varken duygusal şeyler yazmaya da pek hakkım olmadığını çok düşündüm/düşünüyorum…
Elbette gözyaşlarım tükenmiş değil ama hayat madalyonunun diğer yüzüne de inandığım için payıma düşen sabır ve şükürle geleceğe bakıyorum. Mezarlığın yanıbaşındaki evlerde büyüdüm, dolayısıyla herkesin bir gün Mercedes'e bineceğini biliyordum, babam için 34 NL 1218 plakalısı geldi. Geriye yine düştüğü yeri yakan ateşin dansı kaldı..
Yeni Yıl Hedefleri?
BS.1’in yani 2020’nin neler getireceğini hiç bilmiyorum ama ‘Babamı gömdüm, geliyorum.’ başlıklı bedensiz bir şiirim var. 15 yıl sonra bu defa yanımda babam olmadan İstanbul’a geleceğim ve yeni hedeflerim olacak. Daha cesur bir şekilde hayatı anlamaya ve mücadeleye devam edeceğim.
Yazmak; yine beni dinlendiren, hizaya sokan, güçlendiren liman, delirmekten kurtaran sığınak . Ve umarım babamla yeniden karşılaştığımda,onu gururlandıracak işler yapmış olacağım…
Hoşçakal 2019, hoşgeldin BS1.
https://twitter.com/firatdemirel/status/646026370401861632
Kendi babasını 27 yaşında kaybeden babamın en sevdiği parça(lardan biri) Fatih Kısaparmak'tan Bu Adam Benim Babam idi. Şimdi onu daha iyi hatırlıyorum ve biliyorum, roller değişmeye devam edecek ve hayat yenileyecek kendini...
"Onur verdin bana
Dünyaya ve uyanışıma
Beklentiler an gelir gerçek olurlar
Biliyorum hayat yeniler kendini"
…
*Daha rasyonel bir açıklama gerekirse; babam (66) 2014’te geç(?) teşhis edilen prostat kanserinin ilerlemesi ve araya giren diğer sebepler (enfeksiyon, organ yetmezliği vs.) neticesinde aramızdan ayrıldı. Özellikle 2019 yılının ikinci yarısı bizim için zor geçmişti ve uzun süredir işleri ikinci plana atmıştım. Hastalık/hastane süreçleri hakkında faydalı olabilecek tecrübeleri bir ara yazmaya çalışacağım ama siz şimdiden zamanın, kendinizin ve sevdiklerinizin kıymetini bilin. Yarın çok geç olabilir.
Tavsiye okuma parçası: Mezar Taşları ve Ölümün İtibarı