2022’de en çok yaptığım iki şeyden biri tahmin edeceğiniz üzere yazmak, diğeri de sanırım öfkelenmek oldu ve ne hazindir ki bu ikisi ateşle barut gibi, bir arada olmuyor.
Mutluyken veya üzüntülüyken yazmak mümkün, hatta kendinizi yazmaya kaptırabilirsiniz ama sinirliyken yazmak, gerçekten çok zor. Kaynayan bir suyu demlikte tutmaya çalışmak gibi.
2023’te bu meseleyi yine kitaplardan ve insanlardan öğrenerek aşmayı diliyorum. (Okudukça paylaşırım ama yıllar önce Kemal Sayar’dan ‘öfke dansı. harriet lerner’ önerisini almıştım.)
Yazarken bölünmek, aşağıdaki film (Cinnnet) sahnesindeki gibi beni de deli ediyor. Telefonla ulaşılamamayı bu yüzden önemsiyorum ve Kars’ta kargocuların ve Getir kuryelerinin gelmeden önce aramalarından bıkmış haldeyim.
Öfke kontrolü için önerileriniz varsa, yorum veya mesajlarınızı beklerim.